Sakarya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Karamurat Gölü Keşif Turumuz 05 Mart 2017


05 Mart 2017 güneşli ama bir o kadarda rüzgarlı Pazar gününde 70 Km. mesafede bulunan Bolu İlçesine bağlı Karamurat Köyü sınırları içerinde yer alan Karamurat Gölüne keşif turu yapalım istedik. Daha önceden 3 defa teşebbüs ettik ama ancak bu güne nasip oldu. Yolculuğumuza 4 kişi başladık 3 kişi olarak tamamladık. Kaza falan olmadı merak etmeyin. Mustafa kardeşimiz 40 km. kadar bizimle birlikte geldi. 

Mtb bisiklet, rüzgar ve yokuşlarla dolu parkurda sizi daha fazla bekletmeyeyim siz gidin dedi, Tabi ki burada Mustafa'nın performansının kötü olduğu anlaşılmasın. Doğançay Şelalesine gelmiş insandır. Daha önceden bu göle gittiğini söyledi, bu rüzgarda bu bisikletle bu yolculuk eziyet olur dedi, bizde kendisine saygı duyduk ve yolun 40'ncı km. sinde kendisiyle vedalaştık. Bir şey olursa haberleşelim arabayla gelirim sizi alırım diyerek te bize ayrıca destek verdi. Kendisine azmi ve çabaları için teşekkür ediyoruz. 

Öncesindeki 10 km. ve geriye kalan 30 km. ise tam bir işkence gibiydi. Bu rüzgarlar hep bizimi bulur arkadaş ben anlamadım gitti. Bu yüzden de adımızda çile ve işkenceciye çıktı. Sonrada diyorlar Recep'in turlarında çile ve işkence kesin vardır derler. Vallaha yalan, görüyorsunuz işte tamamen doğal nedenlerden dolayı yaşadığımız aksiliklerden kaynaklanıyor. 

Artık yola çıktık bir kere dönüş yok diyerekten devam ediyoruz. Dokurcun yolu biraz yokuşlu Dokurcundan sonra ise bol yokuşlu, hatta sabit yokuşlu bir parkura sahip. Herşeye rağmen ilerlemeye çalışıyoruz, takım ruhu yapıp birbirimizi çekiyoruz, rüzgarını kesiyoruz ama hiç fayda etmiyor. Kalan 30 km. de hızımız 7-8 km. bisiklet gitmiyor. Enerjimiz bitmesin diye de ara ara gıda takviyesi de yaptık ama sonuç nafile, sabah 8.30 çıktığımız yolculuğumuz 70 km. mesafedeki gölete vardığımızda saat 14.00 olmuştu. 5.30 saatte gitmişiz. Daha ne söylenebilir ki.

Tur boyunca resmen 200 km. bisiklet sürmüş kadar yorulduk. Az daha gayret etsek İstanbul'a gidip-gelirdik. Bizi tek teselli eden tarafı bu gidişin dönüşü de olmasıydı. Dönüş yolundaki hızlarımız bütün bu yorgunluğumuzu üzerimizden atmaya yetti de arttı. Dokurcunda cami yanındaki kahvehane de çay molası ve Mustafa ve İsmail'in getirdiği gıdalarla yokuş çıkmaya başlamadan önce gıda takviyesi alarak güçleniyoruz. Dokurcunun merkezinden sonra 7 km. boyunca aralıksız yaklaşık olarak 700 mt. ye kadar sürekli olarak tırmanacağız. 

Hazırlıklar tamam ve yola koyuluyoruz. Hava güneşli ve yakıcıydı. Bizde kısa kollarla yola devam ederek yokuş çıkmaya başlıyoruz. Tavşanlı Köyüne geldiğimizde Sülüklü Göl tabelasının önünde fotoğraf çekiliyoruz. Bunu anlatmamım nedeni Sülüklü Göl'e buradan gidiliyor olmasıdır. 1100 mt. yükseklikte ve 9 km. mesafededir. Bizim ise çıkacağımız yükseklik 700 mt. civarında daha kısaydı. Yol boyunca bol miktarda doğal kaynak pınarları var. Doyasıya kana kana içebilirsiniz. 

Yol yokuşlu ve bol virajlıydı ama toplasak 5-6 tane araç ancak geçmiştir. Oldukça sakin bir yoldu. Bu gün pazar olduğundan bu gölde bir çok kişi vardır diye düşündük ama bir gittik ki hiç kimse yok. Çok şaşırdık ve hiç böyle beklemiyorduk. Gölün dibine kadar gidebiliyorsunuz. Etrafında tam tur atabiliyorsunuz. Burada çeşme ve tesis bulunmakta ama biz girmedik. Yanımızda getirdiklerimizi burada yedik. Göl o kadar temiz ve harikaydı ki yüzmemek için kendimi zor tuttum. Sonradan öğrendik ki gölün altı balçıkmış. Orta kısımları ise çok derinmiş. 

Göl o kadar mavi ve temizdi ki kendimizi bu güzellikten alıkoyamıyorduk. Çadır içinde çok uygun. Bakkal göremedim. Hazırlıklı gitmenizde fayda var. Göl yüksek rakımda olduğundan burada yayla havası var. Serin ama bir o kadar da güzel. Böyle güzelliklerin pek bilinmemesi kirletilmemesi bana göre çok güzel. Ulaşım tamamen asfalt ve yolu da güzel. Zaten biz de yol bisikletlerimizle gitmiştik. Yokuşlar resmen katır anırtan cinstendi. Buraya tekrar gelirmiyiz bilmiyorum ama İsmail ve Kadir tekrar geliriz güzelmiş yermiş dediler. 

Saat 15.30 oldu artık dönüşe geçme vakti geldi. Hazırlıklarımızı yaptıktan sonra 7-8 km. boyunca çıkarken rüzgara karşı inim inim inlediğimiz yokuşu bu sefer jet gibi inecektik. Siz bize uymayın diyerekten öyle bir iniş gerçekleştiriyoruz ki km. saati gösterge panelinin beyni dönüyordu. Tabi siz şimdi iniş hızlarımızı merak ediyorsunuz doğal olarak ama yine söylüyorum siz bize uymayın. Hızlarımız 70-80 km. civarındaydı. İsmail ise kendi imalatı olan Turkish No Pro ile video çekmeye çalışıyordu)) Yapılan deneme testlerde bu yöntemin verimli olmadığı açıkça belli olmuş oldu. Özellikle inişli parkurlarda çok titriyor ve riskliydi. Düz yolda sanki daha iyi sonuçlar alınabilir diye düşünüyorum.

Bu hızlardaki inişimizin nedenlerinden birisi yol boyunca hiç araç olmaması bir çok alanın inerken bile görünmesi ve yolun iyi olmasıydı, rüzgarında arkadan estiğini de unutmayalım. Çok şükür kazasız belasız bir iniş gerçekleştiriyoruz. Dokurcun merkezine vardığımızda köprünün yanındaki lokantaya giriyoruz ve power max'ımızı %100'e kadar dolduruyoruz. Yemekten sonra rüzgarı da arkamıza alarak 30 km. boyunca ortalama 40 km. tempo ile yolu yıldırım gibi tamamlıyoruz. Bazı inişlerde hız rekorları kırıyoruz. Onu söylemeyeceğim))) 

Dönüşte de bir mesire alanında çay molası veriyoruz ve kazasız belasız evin yolunu tutuyoruz. Keyifli ve güzel bir gündü, bütün turlarımızın böyle anılarla dolu unutulmaz geçmesi dileğiyle..
Turun Özeti

Toplam Mesafe: 70+70=140
Max Yükseklik 700 Mt.
Ortalama Maliyet 15 TL. 
Bisiklet Sürme Zamanı: 8 Saat
Karamurat Gölü (1).jpg
Karamurat Gölü (2).jpg
Karamurat Gölü (3).jpg
Karamurat Gölü (4).jpg
Karamurat Gölü (5).jpg
Karamurat Gölü (6).jpg
Karamurat Gölü (7).jpg
Karamurat Gölü (8).jpg
Karamurat Gölü (9).jpg
Karamurat Gölü (10).jpg
Karamurat Gölü (11).jpg
Karamurat Gölü (12).jpg
Karamurat Gölü (13).jpg
Karamurat Gölü (14).jpg