Göbek Adı : Türk ve İslam toplumlarında olduğu gibi ilçede de yeni doğan bebeklerde göbek kordonunun kesilmesi anında bir ad verilir. Anne karnında etene dışındaki organlarla ilişkiyi sağlayan, bebeğin hayati işlevlerini idame ettirebilmesi görevini yerine getiren göbek kordonudur. Bu kordonun doğumun akabinde ebe tarafından 5 cm uzunlukta kesilmesi anında yöre törelerine göre bebeğe verilen isme göbek adı denmektedir.
Göbek Bağı : Bebeğin ebe tarafından kesilen göbek kordonundan kalan ve kuruyarak düşen göbek bağı, çocuk büyüdüğünde nereye bağlı olması istenirse oraya bırakılır. İslama inanan insanlar erkek çocuklarının göbek bağlarını; genelde camilere bırakarak dinine ve camiye bağlı olmasını, kız çocuklarının göbek bağlarını ise; evlerin içlerine bırakarak evine bağlı olması isterler.
Kulağa Ezan Okuma : Dini inançlara göre yeni doğan çocuklara göbek kesilmesi anında verilen göbek isminden sonra genellikle bir namaz vaktinde sağ kulağına Ezan-ı Muhammediyye sol kulağına da Sala okunarak esas adını kulağına üç kez söylenir. Sülalenin en yaşlısı tarafından konan kişinin bir ömür boyu kullanacağı bu ismin genellikle ananelere, törelere, geleneklere ve kanunlara ters düşmeyen islami bir isim olması arzu edilir..
Bayrak Dikmek : Yeni doğan kız çocuklarının ebeveynlerine, erkek çocuğu olan yakın arkadaşları tarafından uygulanan şakayla karışık gelenek. Beşik kertme denilen nişanlama türüne benzeyen bayrak dikme, "sizin kızınız var, bizimde oğlumuz, sizin kızınız bizim oğlumuza layıktır. Biz bayrağı dikiyoruz." kızınızı oğlumuza gelin alacağız anlamına gelen yarı şaka yarı ciddi anane.
Akika Kurbanı : Çocuk nimetine karşılık, Allahü tealaya şükretmek niyeti ile hayvan kesmektir. Çocuğa nafaka vermesi vacip olan kimsenin yedinci günü bebeğin başını kazıyıp, saçının ağırlığı kadar, erkek için altın veya gümüş, kız için gümüş sadaka vermesi ve kurban olma özelliklerini taşıyan, akika kurbanı kesmesi seklinde Hanefi, Maliki, Hambeli ve Şafii mezheplerine göre, yörede yapılan uygulama.
Kırklama : İslami inançlara göre loğusa devrinin bitimi olarak kabul edilen kırkıncı günde bebeğin ve annenin özel törenle yıkanması. Yeni doğan bebeğin kırkıncı gününde vücudun en çok terleyen ve koku yapan koltuk altı, boyun, parmak araları ayak kıvrımları gibi yerlerinin tuzlanarak pişirilmesi ve tüm vücudun tuzla ovulması şeklinde uygulanan gelenek.
Kırk Uçurma : Bebek kırklanmış olduğu için akraba arkadaş ve dost çevresinin görmesinde, bebeğin dışarıda gezdirilmesinde hiç bir mahsur kalmamıştır. Annenin bebeğini misafirliğe götürdüğü, bilhassa akrabalarının evlerinde, bebeğe mendile sarılmış kaynamış yumurta gibi hediyeler verilmesine kırk uçurma denir.