MES'UT
CEMİL BEY ANLATIYOR
(SİGORTA DERGİSİ, ATATÜRK'TEN HATIRALAR S. 39) "Zaferden
sonra, İstanbul'a ilk gelişlerinde tanışmak mazhariyetine erdiğim ATATÜRK'ün
son günlerine kadar, devamlı olarak yanında ve hizmetinde bulundum. Üç defa
beraber seyahat ettik. Takdir edersiniz ki, böyle her bakımdan eşsiz bir şahsiyetin,
her zaman yakınında ve huzurunda bulunmak kolay değildir. İnsan mütemâdiyen
sakın bir hata etmeyeyim, yanlış bir harekette bulunmayayım diye heyecan, tereddüt
ve endişe içindedir. Öyle iken, daima iltifatına mazhar oldum. Her zaman mübârek
ellerini öpmek fırsatını buldum. Gariptir, her çağırıldığım zaman, bazen isteksiz
olarak yanına giderdim. Gençtim ve herhangi bir tasavvurum olurdu. ATATÜRK:
"Gelsin" diye emredince, canım sıkılırdı. Fakat gidip, kapıdan içeri
girip, onunla karşılaştığım anda, ondan gelen ve havayı dolduran bir garip ışık,
bir acâip kuvvet beni sarardı.
Birdenbire yeniden
âşık olurdum. Ne yazık ki, o zamanla yaşadığım hatıralar ve intibâların değerini
lâyıkiyle bilmediğim için, boş bulunmuşum, yoksa, her görüştüğüm ertesi gününde
notlar alırdım, zamanla bir çok detaylarını kaybetmezdim. Size bir tanesini
nakledeyim."