CUMHURBAŞKANLIĞI
FASIL HEYETİNİN NEYZENLERİNDEN BURHANETTİN ÖKTE (merhum) ANLATIYOR Not: Merhum Burhanettin
Ökte ile yakın dostluğumuz vardı. ATATÜRK'ün fasıl heyetinde bulunduğu sürece
tespit ettiği bazı hatıralarını kendisinden dinlemişimdir. Musıki mecmuasındaki
yazılarından da faydalanarak, bu ilginç hatıraları biraraya toplayarak, onun
aziz hatırasını burada da saygı ile anıyorum.
Bir akşam İş Bankası
Umum Müdürü Celâl Beyin (Celâl Bayar) evindeyiz. Celâl beyin kayınbiraderi muhtar
bey'in düğünü var. Samimi bir hava içinde neşeli parçalar çalıyoruz.
Vakit gece yarısına
yaklaştı. Bir aralık: Paşa geliyor!.. dediler.
Hakikaten ATATÜRK,
yanında misafirlerle teşrif ettiler. Meclisin neşesi bir kat daha artmıştı.
Herkes büyük bir sevinç içinde. Fasıl takımı mütemadiyen çalıyor, şarkılar,
türküler birbirini takip ediyor. bu sırada Ali Rifak bey merhumun "Daüssıla
adlı eserini çalıyoruz. Süleyman Nazif beyin Malta esâreti sırasında yazdığı
bu şâhâne şiirin, güfte ve bestesiyle ATA çok ilgilendiler. Bizim musıki eserlerimiz
içinde, bu gibi vakalardan bahseden eserlerin çok as olduğuna işaret buyurdukları
sırada, paşanın misafirleri arasında bir hanımefendi, bir eserden bahsetti.
Yanılmıyorsam merhum Kaptan Zade Ali Rıza beyin bir eseriydi. ATATÜRK, hanımefendiden
bu eseri dinlemek arzusunu gösterdiler ve bana hidabederek:
- Sen de hanımefendiye
refakat et, emrini verdiler.
Hanımefendi, bilmediğim,
duymadığım bu esere kendi sesinin tonundan başladı. Hiç bilinmemiş bir eserin
ney gibi çor bir sazla refakatinin ne demek olduğunu erbâb-ı musıki takdir ederler.
Tabii yapabildiğim şey, eserin pek malum nağmelerine, mümkün mertebe iştirakten
ibaret kaldı. Bu hak ATATÜRK'ün çok canını sıkmış olacak ki, beni adam akıllı
azarladılar. Çok mahcup olmuştum. Hanımefendi de beni zor durumda bıraktığı
için üzülmüştü.
Başka eserler çaldık...